Müslümanlar için tek önder ve örnek olan Resulullah (s.a.v.), hayatı boyunca hiç durmadan yaşayan insanlara tebliğ etmiş, dirileri uyarıp cennetle müjdelemiş, cehennemle korkutmuş ve Kuranı Kerim'i, Yasin suresinde beyan edildiği gibi dirileri uyarmak için okumuştur.
Diriden Ölüye Tebliğ
Peki din görevlileri ne yapar?
Ölüye telkin verirler ve bazı hatırlatmalarda bulunurlar. Neyi mi hatırlatırlar?
“Allah'ı, Peygamberi, Kitabı, Dini...”hatırlatırlar. Yani diriden ölüye tebliğ yaparlar.
Ölen adam olur ki ölümden sonra Münker ve Nekir gelip kendisine sual sorduğunda hatırlayamaz ise, diri olan imam (!) ölünün kabri başında ölüye bunları hatırlatmaya, diğer bir deyimle çaktırmadan kopya vermeye, çalışır.
“Ey filan kadının oğlu falanca. Hatırla, zikret, şehadeti söyle. Hatırla, 'Lailahe illallah' de! 'Allah'tan başka ilah yoktur. Yerde ve gökte tek hükmüne uyulacak olan Allah’tır.' de! Hakim olarak, hüküm koyucu olarak sadece Allah'ı kabul ettiğini söyle."
"Allah'ın hükmüne rağmen hüküm koyan kişileri, hüküm koyan mercileri, hükümde Allah'ın hukukuna tecavüz ederek insanlara ilahlık ve rablık taslayan kişileri, mercileri reddetim de!"
Oysa hayatı boyunca “Ey parti liderim, ey devletim, ey şeyhim, ey önderim, ey abim, ey üstadım” diyerek onları dikkate almışsa şimdi bunları nasıl reddedip Rabbim Allah’tır, önderim peygamberdir diyecektir?
"Ey filan kadının oğlu, de ki: 'Ya Rabbi ben ancak Sana kulluk edileceğine, Sen' den yardım dileneceğine, Sana itaat edileceğine inanırım. Sen benim yegane Rabbimsin!'
"De ki: 'Dinim İslamdır. Ben yememden içmeme, giyimimden kuşamıma, kazanmamdan harcamama, ibadetlerime, dost ve düşman tayinime, sosyal ve siyasal alandan ve fertler arasındaki ilişkilerden devletlerarası ilişkilere kadar her alanda yaşam biçimi olarak İslam’ı kabul ettim' de!"
Hayatını laik ve demokratik esaslara göre yaşamış bu ölü şimdi nasıl İslam’a göre yaşayacaktır?
Hatırla ey ölü, hatırla bunları...
Verilen telkin ile bunlar hatırlatılır ölüye. İmam ikide bir “Hatırla.. De ki” derken, ölüye rabbini, dinini hatırlatır.
Sağlığında Hangi Dini Yaşıyordu?
Sağlığında kimi Rab kabul etmişti?
İlahı kimdi? Kime kulluk yapıyordu?
Hangi dine bağlıydı? Hangi dini yaşıyordu?
Yaşadığı din İslam değilse, diriyken İslam'da değilse, ölümünde verilen telkinin veya ölüsüne verilen tebliğin ne faydası olacaktı?
Bu telkin İslam'a ne zaman ve nerede girmişti? Oysa dikkat edilirse bu telkinden ziyade açık tebliğdir. Evet, açık tebliğdir bu! Ölülere açık tebliğ! Ölülere olduğu için bir sakıncası yok. Ölülere olduğu için de telkin veren imam(!) rahattır, hiç korkmaz telkin verirken.
Oysa aynı imama(!) “Adam sağ iken bunları anlat, camide Cuma günü bunları anlat” diye bir teklif götürecek olursak korkuyla “Siz benim ekmeğimle mi oynuyorsunuz?” diyecektir...
Fakat artık rahattır! Korkmasına gerek yoktur. Nasıl olsa ölüdür kabirde yatan, kabirden kalkıp kendisini işten atacak veya sürgüne gönderecek değil ya!
Bu rahatlıkla tüm imamlar(!) telkin vermeye devam etmektedirler...
Nureddin ÖZDEMİR
Ayrıca, "Atalar Dinini Reddedip Gerçek İslam'ı Görüyorsan" yazımızı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.