Din, Bir Ticaret Kapısı Değildir
Namaz kıldırmak, tebliğ ve davette bulunmak, insanlara İslam'ı ve tevhidi anlatmak kulluğun bir gereğidir ve bunun mükafatı da sadece Allah’a aittir. Din ne bir geçim kapısı ne de ticaret aracıdır. Peygamberler topluma hakkı götürdükten sonra bırakın tağutlardan ücret talep etmeyi, kendisine tabi olanlardan bile herhangi bir karşılık beklememişlerdir. Bütün peygamberlerden yükselen ortak ses mealen:
“(...) De ki: Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur'an), alemlere bir ‘öğüt ve hatırlatmadan' başkası değildir." (Enam 90)
“Ey kavmim, ben bunun karşılığında sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan başkasına ait değildir. Akıl erdirmeyecek misiniz?” (Hud 51)
"Eğer yüz çeviriyorsanız, zaten ben sizden bir ücret istemedim. Benim ecrim Allah'tan başkasına ait değildir ve bana müslümanlardan olmam emrolundu." (Yunus 72)
“Ey kavmim! Allah'ın emirlerini bildirmeye karşılık sizden herhangi bir mal istemiyorum. Benim mükâfatım ancak Allah'a aittir. Ben iman edenleri kovacak değilim; çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır. Fakat ben sizi, bilgisizce davranan bir topluluk olarak görüyorum.” (Hud 29)
“(Resûlüm!) Yoksa sen onlardan bir karşılık mı istiyorsun? Rabbinin vereceği daha hayırlıdır. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Müminun 72)
“De ki: Ben buna karşılık, Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen (insanlar olmanız) dışında sizden bir ücret istemiyorum." (Furkan 57)
“Büyücüler geldiklerinde, Firavun'a: 'Şayet biz galip gelirsek, bize bir ücret var gerçekten, değil mi?' dediler.” (Şuara 41)
“Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir." (Şuara 109)
Kuran'da bu kadar ayet boşuna değil, konunun ehemmiyetinden dolayıdır. Bağış toplayan dernek ve vakıflar, belamlar ve mescid açıp milletin sırtından geçinenler sanki bu ayetler yokmuş gibi veya kendilerini ilgilendirmiyormuş gibi bir tutum sergilemektedirler. Ayetlere baktığımızda bugün Diyanet'te görev alanlar, insanlardan bağış toplayan vakıf ve dernekler, kitap yazıp para ile satanlar ve dergi çıkarıp para ile satarak ticaret yapanlar bu noktada peygamberlerden ayrılırlar. Bunların yolu peygamberlerin yolu değildir. Peygamberin yolunda olmayanlara da uyulmaz. Bunlara sormak gerekir: Bu topladığınız bağışlar, aldığınız paralar neyin karşılığıdır? Eğer tevhidi anlattığınızdan dolayı ise bu, sünnetullaha ve peygamberlerin yoluna aykırıdır. Hem Allah, sizin gibi ücret isteyenlere karşı insanları sakındırmış ve mealen: “Sizden ücret istemeyenlere uyun, onlar hidayet bulmuş kimselerdir." (Yasin 21) buyurmuştur.
Sadece bu ayet olsa bile vakıf ve derneklere, Diyanet mensuplarına ve tarikatlara uymak doğru bir davranış değildir.
İbadetin Karşılığında Ücret Söz Konusu Olamaz
Ayetler, ücret almayı hiçbir şarta bağlamadan nehy etmektedir. Nedenine gelince: Allah rızası için yapılan her şey ama her şey ibadettir. İbadetin karşılığında ne niyetle olursa olsun, geliri kime giderse gitsin, nerede kullanılırsa kullanılsın, bir ücret söz konusu olamaz. İbadetin karşılığını ancak ve ancak Allah verir. Bu, peygamberlerin hayatında çok açık ve nettir.
Emri bil maruf nehyi anil münker, tebliğ ve davet niyetiyle kitap yazmak, namaz gibi, oruç gibi bir ibadettir. İbadetler arasında ayrım yapılmaz. Kitaplardan ücret alınmasıyla ilgili öne sürülen delillerin temel bir dayanağı da yoktur. Kaldı ki Türkiye’de kitap ve ilme ulaşma sorunu da yoktur. Hatta kitap enflasyonu vardır.
Bazıları "Biz çıkardığımız dergileri ve yazdığımız kitapları satarak din ticareti yapmıyoruz. Matbaa ve dağıtım ücretlerini alıyoruz" diye bir iddia öne sürebilirler. Bunun da hiçbir Kurani dayanağı yoktur. Siz evinizde abdest alan birisine "Ben senden abdest parası değil, su bedelini istiyorum" diyebilir misiniz? Peygamberimiz diğer ülkelere elçiler gönderdiğinde onlardan elçinin ücretini istemiş midir?
Allah hiç kimseye gücünün üzerinde bir yük yüklemez. İmkanı olmayanı Allah kıyamet günü "Neden kitap yazmadın?" diye hesaba çekmeyecektir. Yapılması gereken, kitapları ücretsiz yapmaktır.
Peygamberler davetlerini yaptıktan sonra buna karşılık insanlardan ne adına olursa olsun hiçbir ücret talep etmemişlerdir. Bundan dolayı onu örnek alan bir Müslüman da dini anlatmasının, tebliğ ve davetinin karşılığında ne maksatla olursa olsun, geliri kime giderse gitsin maddi bir kazanç sağlayamaz. Bu bağlamda, İslami davet ve tebliğ amaçlı kitap, dergi ve gazete çıkarıp, bunların ücret ile satılması peygamberlerin yolundan ayrılmaktır. Bu peygamberlerin yoluna aykırıdır. Velev ki bu kitaplardan, dergi ve gazetelerden alınan ücretler fakirlere, kağıt ve matbaa masraflarına gitsin, fark etmez...
Allah, mealen şöyle buyuruyor:
"Sizden bir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar." (Yasin 21)
İşte bu noktada Kuran'ın ve peygamberlerin davet metodunu esas alarak, ne adına olursa olsun hiçbir ücret talep etmeyenler, Kuran'ın övdüğü ve peygamberin yolunda olan müminlerdir. Diğerleri ise din tüccarlarıdır.
Nureddin ÖZDEMİR
Ayrıca, "Hz.İsa'nın Ölümü ve Yeryüzüne İnmesi Meselesi" yazımızı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.